Obezite Cerrahisi
Vücut kitle indeksi 35 kg/m2 ‘den yüksek olan kişiler ciddi obez olarak tanımlanmaktadır. Bu kişilerin toplumdaki oranı ABD’de %15 dolayındadır ve ülkemizde de hızla bu düzeylere yaklaşılmaktadır. Aşırı kilo kişilerin bazı hastalıklar için riskini artırır; bu hastalıklar diyabet, hipertansiyon, inme, lipid metabolizması bozuklukları, metabolik sendrom, uyku apnesi, kanser, alkolik olmayan karaciğer yağlanması ve diğer ciddi ek hastalıklardır. Bunun önüne geçilebilmesi için diyet, tıbbi tedavi ve yaşam tarzı değişiklikleri önerilmekte, ancak bireyler kilo vermede her zaman başarılı olamayabilmektedirler. Bu nedenle obezite cerrahisi ortaya çıkmış ve kilo vermede ve yukarıdaki ciddi hastalıkların önlenmesinde ya da ilerlemesinin durdurulmasında etkili olduğu kanıtlanmıştır. Tüp mide yada mide by-pass ameliyatlarıyla hastalar ilk 6 ayda fazla kilolarının yaklaşık %50’sini vermektedirler. İlk 6 aydan sonra kilo verme yavaşlasa da 2 yıla kadar devam edebilmektedir.
Obezite cerrahisi olacak hastalarda şu ölçüt karşılanmış olmalıdır :
Bu ölçütlerde VKİ kullanılmaktadır ve vücut kitle indeksi anlamına gelir. VKİ hesaplaması: ağırlık (kg)/kişinin boyunun karesi (kg/m2)
1. VKİ ≥ 35 kg/m 2
2. VKİ: 30–35 kg/m2 arası ve eşlik eden hastalıkları var ve obezite cerrahisinin bu hastalıkları düzeltmesi bekleniyorsa (burada kast edilen her hastalık değil, kilo fazlalığından doğan metabolik bozukluklar, kalp damar hastalıkları, ciddi eklem rahatsızlıkları ve obeziteyle ilişkili psikolojik problemlerdir).
Bu VKİ değerleri halen olan değerler olabilir, ya da hastanın geçmişte ulaştığı en yüksek VKİ değerleri olabilir. Tedaviyle cerrahi için gereken VKİ’nin altına düşülmüş olması, planlanan obezite cerrahisinin yapılması için engel değildir (yani hastanın VKİ’si ameliyat için gerekli olan 30 ya da 35 kg/m2 değerine ulaşmış, ancak daha sonra diyet yada başka tedavilerle daha aşağıya düşmüş, ancak tam tedavi edilememişse, yine de obezite cerrahisi yapılabilir).
Obezite ameliyatı yapılabilmesi için, uygun cerrahi ve/veya cerrahi olmayan tıbbi bakım ile hasta kilo kaybında başarısız olmalı, ya da kilo verdiği halde bunu uzun süre koruyamıyor olmalıdır.
Hastaların Ameliyat Öncesi Değerlendirilmesi:
Bu hastalar mutidisipliner bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. Ekipte laparoskopik ve obezite cerrahisinde deneyimli cerrah (ve cerrahi ekip), obezite yönetiminde deneyimli iç hastalıkları uzmanı, anesteziyoloji uzmanı, diyetisyen ve psikolog/psikiyatrist bulunmalıdır. Obezite cerrahisi yapılacak hastaların ameliyat öncesi değerlendirmeleri diğer herhangi bir büyük karın cerrahisi ameliyat öncesi değerlendirmesinden farklı değildir. Yapılacak tetkikler de aynıdır. Bu tür hastalarda ayrıca obezitenin birlikte getirdiği sorunlar nedeniyle ek değerlendirmeler gerekebilir, bunlar:
-solunum fonksiyonları ve uyku apnesi sendromu açısından değerlendirme
-metabolik ve endokrin bozukluklar (lipidler, TSH vb.)
-gastroözefageal bozukluklar (reflü, helikobakter pilori vb)
-kemik dansitesi ölçümü
-bazal enerji ölçümü
Obezite Cerrahisi ve Tip 2 Diyabet:
Tip 2 Diyabet geri dönüşü olan bir hastalık olarak görülmelidir. Obezite cerrahisinin Tip 2 Diyabetin ilerlemesinin durdurulması için yararlı olduğu kesinlikle gösterilmiştir.
Tip 2 Diyabette Obezite Cerrahisi Yapılmaması gereken özel durumlar:
1. Sekonder diyabet. Vücutta bulunan başka bir hastalık nedeniyle ortaya çıkan diyabet tipidir (Cushing sendromu, kistik fibroz, pankreatit, pankreas kanseri, hipertiroidi, akromegali gibi hastalıklar sekonder diyabete yol açabilir).
2. Antikorlar pozitif ise (anti-GAD ya da anti-ICA) ya da C-peptid < 1 ng/ml ise ya da karışık öğün testine cevapsızsa.
(Yukarıdaki bilgiler Avrupa ve Amerika Obezite Cerrahisi Birlikleri tarafından kılavuzlarda sunulan 2013 ve sonrasında ait bilgilerdir)
Obezite Cerrahisinin yapılmaması gereken durumlar:
1. Hastanın geçmişinde belirlenebilen bir tıbbi yönetim süresi olmaması.
2. Uzun süreler tıbbi takip ve tedaviye uyum sağlayamayacak hastalar.
3. Tedavi edilmemiş psikotik bozukluklar, ağır depresyon, kişilik ve yeme bozuklukları (obezitede deneyimli bir psikiyatrist tarafından özellikle önerilmezse).
4. Alkol ve/veya madde/ilaç bağımlılığı.
5. Kısa dönemde yaşamı tehdit eden hastalıklar.
6. Kendi kendine bakamayan ve uzun dönemde aile ya da sosyal desteği olmayan hastalar.
Obezite Cerrahisi Türleri:
1. Tüp mide (Sleeve gastrektomi)
2. Roux-Y gastrik by-pass
3. Duodenal switch
4. Biliyopankreatik diversiyon
5. Laparoskopik gastrik plikasyon (uzun dönem etkisi henüz kanıtlanmamış, midenin içe katlanması)
Ameliyat Sonrası Takip:
Hastalar ameliyat öncesi değerlendirmeyi yapan ekip tarafından takip edilirler. Hastalar aşamalı öğün progresyonu açısından tekrar tekrar bilgilendirilmelidir. Metabolik ve beslenme açısından sık takip yapılmalı ve eksikliği saptanan mineral ve vitaminler ek olarak verilmelidir.
Tüp mide yada mide by-pass ameliyatlarıyla hastalar ilk 6 ayda fazla kilolarının yaklaşık %50’sini vermektedirler. İlk 6 aydan sonra kilo verme yavaşlasa da 2 yıla kadar devam edebilmektedir.
Cerrahi tedavi ile Tip 2 Diyabette iyileşme sağlandığını söylemek için şunlar gerekir:
– Ameliyat sonrası insülin dozu ameliyat öncesi dozun %25’ine ya da altına inmişse,
– Ameliyat sonrası oral antidiyabetik dozu ameliyat öncesi dozun %50’ine ya da altına inmişse,
– HbA1c’de ameliyat sonrası 3 ay içinde %0.5’ten fazla azalma ya da %7’nin altına düşme olursa,
– Tip 2 Diyabeti olan hastalarda VKİ 30 ve üzerinde ve 35 kg/m2’nin altında ise obezite cerrahisi yapılabilir, çünkü Tip 2 Diyabetin ilerlemesinin durdurulması ya da iyileşmesi açısından obezite cerrahisinin faydası kanıtlanmıştır.
Hastalar ameliyata hazırlandıktan sonra ameliyat günü hastaneye yatarlar. Ameliyattan sonraki bir kaç saat içinde ayağa kaldırılır ve gece de sık aralıklarla ayağa kaldırılırlar. Ameliyat günü ve sonraki bir gün hasta ağızdan beslenmez, damardan sıvı alır. Ameliyattan sonraki 2. gün hastaya mide pasaj grafisi çekilir. Pasaj grafisi videosu için lütfen tıklayınız. İlaçlı su verilir ve röntgen çekilir. İlaçlı suyun sorunsuz geçişi gözlenir ve bundan sonra hasta ağızdan beslenmeye başlar. Aynı gün varsa dreni çekilir ve hasta taburcu edilir.